Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Übersetzung
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Übersetzung
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf Ausblenden
Velaufsdetails
Verlauf Löschen
Verlauf :
interrogator-responder
on the hook for [uk]
pole position
forward financial statement
supporting artillery
cost element
a gesture of submission
parallelise
expert forager
mixed cognation
retained peripheral
environmental performance indicators (epi)
coning angle
get into the pink of condition [dated]
yoklama alma
ace in (something)
eloğlu
sinsh
parametric hypothesis
hard beech (nothofagus truncata)
four great caliphs
conditional agreement of purchase and sale
proximity switch
the courts
it's your fault
verilen karar
Verlauf
Sätze
Bedeutungen von dem Begriff
"verilen karar"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
verilen karar
decision given
n.
Bedeutungen, die der Begriff
"verilen karar"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 43 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
bir yarışmacının diğerine göre sahip olduğuna karar verilen avantaj
odds
n.
2
General
önceden verilen karar
preelection
n.
3
General
önceden verilen karar
pre-election
n.
4
General
(kuruluş tarafından verilen) nihai karar
result
n.
5
General
düşünmeden verilen bir karar
spur of the moment
adj.
6
General
karar verilen
predilect
adj.
7
General
karar verilen
predilected
adj.
8
General
önceden karar verilen
prejudicate [obsolete]
adj.
9
General
birden karar verilen
spur-of-the-moment
adj.
Phrases
10
Phrases
hemen/acil/aniden verilen karar
on the spot decision
expr.
Idioms
11
Idioms
son dakikada verilen karar
eleventh-hour decision
n.
12
Idioms
düşünmeden/hızlıca karar verilen bir an
a weak moment
n.
13
Idioms
düşünmeden/hızlıca karar verilen bir an
a moment of weakness
n.
14
Idioms
yetkili makamlarca verilen karar nedeniyle işi bırakmak
cease and desist
v.
Trade/Economic
15
Trade/Economic
başkalarına onarılmaz zararlara yol açtığı için bir kişi veya kurumun bir eylemi yapmaması konusunda mahkeme tarafından verilen karar
injunction
n.
16
Trade/Economic
dağıtımına karar verilen temettü
declared dividend
n.
17
Trade/Economic
koltuktan verilen karar
armchair decision
n.
18
Trade/Economic
oturulan yerden verilen karar
armchair decision
n.
19
Trade/Economic
4'te 3 çoğunlukla verilen karar
extraordinary resolution
n.
20
Trade/Economic
karar verme sürecine katılmadan sadece kendilerine verilen görevleri yerine getirmekle ve yöneticilerine rapor vermekle yükümlü olan çalışanlar
non-managerial employees
n.
Law
21
Law
karar (birinin bir şey yapmasını/yapmamasını emreden, mahkemece verilen)
injunction
n.
22
Law
mahkemece verilen karar
injunction
n.
23
Law
mahkemece hükümsüzlüğüne karar verilen senet
instrument annulled by the court
n.
24
Law
jüri tarafından belli bir meblağın ödenmesiyle ilgili olarak verilen karar
quotient verdict
n.
25
Law
ayni bir ihtilafa dair davada verilen karar
judgement in rem
n.
26
Law
ayni bir ihtilafa dair davada verilen karar
judgment in rem
n.
27
Law
davacının davaya devam etmeyeceğini bildirmesi üzerine davalı lehine verilen karar
judgment of nolle prosequi
n.
28
Law
davacının davaya devam etmeyeceğini bildirmesi üzerine davalı lehine verilen karar
nol pros
n.
29
Law
tarafların anlaşmalarına uygun olarak verilen karar
judgment by consent
n.
30
Law
dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu verilen hızlı karar
summary judgement
n.
31
Law
davasını vakitlice takip edememiş olan davacı aleyhine verilen karar
non prosequitur
n.
32
Law
sanığın yaptığı eylemin makul olup olmadığına karar verebilmek için örnek olarak verilen) farazi makul kişi
reasonable person
n.
33
Law
olağan yasal işlem masrafları olmaksızın borçlunun yazılı itirafından sonra verilen karar
cognovit judgment
n.
34
Law
olağan yasal işlem masrafları olmaksızın borçlunun yazılı itirafından sonra verilen karar
confession of judgment
n.
35
Law
olağan yasal işlem masrafları olmaksızın borçlunun yazılı itirafından sonra verilen karar
cognovit judgement
n.
Politics
36
Politics
çoğunluk tarafından karar verilen
majoritarian
adj.
37
Politics
(millet meclisince karar verilen) istihbarat operasyonu
overt
adj.
38
Politics
(millet meclisince karar verilen) askeri harekat
overt
adj.
Aeronautic
39
Aeronautic
alçalma bölgesinde karar verilen en yüksek irtifa
decision altitude
n.
Sport
40
Sport
(hakem tarafından verilen) hatalı karar
bad call
n.
41
Sport
(hakem tarafından verilen) yanlış karar
bad call
n.
Archaic
42
Archaic
önceden verilen karar
predetermination
n.
43
Archaic
hemen karar verilen
sudden
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of verilen karar
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy